Düzelse Saçmalık Olmaz mıydı?
Dr. Spencer değişimle ilgili tüm gerçekleri; kahramanlarını bir labirente atarak karınlarını doyuracak "Peynir"i arayan dört sevimli karakterli öyküyle anlatıyor. Karakterlerimiz ; Koklarca ve Koşarca adındaki fareler ve Mırın Kırın adındaki insanlardan ibaret. Bu dört karakter bizlerin karmaşık yapılarımızı temsil ediyorlar ve her birinin tek bir amacı var peynirlere boğulmak, rahat bir hayat sürmek. Ama karakterlerimizin yapılarından dolayı bu yol onlar için biraz çetrefilli geçiyor.
Değişimin farkına varıp değişime uyum sağlayamayanların nasıl ne şekilde olduğunu ve gerçekten değişime ayak uydurup eskiye takılmayanların nasıl olacağından bahsediyor. Kitabı okuduğunuzda hepsinin karakter özelliklerinden davrandığımızın farkına varacaksınız.
Kitaptaki peynir, elde etmeye çalıştığımız isteklerimizin simgesi labirent ise, bu isteklerimizin peşine düştüğümüz yer olarak simgelenmiş. Öyküde kahramanlar hiç beklemedikleri değişikliklerle yüz yüze geliyorlar, gerçek hayatınızda siz ve etrafınızdaki her insan gibi başlarına birçok şey geliyor. Gerçekçi olmasından dolayıdır ki kitap okuyucularına mutlaka yararlanacakları dersler veriyor; değişime kolayca uyum sağlamalarına yardımcı olmakla birlikte korkmadan adım atmanın cesaretini veriyor.
Aslında kitapla ilgili her şeyi yazmak istiyorum, ancak kısa anlatımlı ve okunması hızlı bir öykü kitabı olduğu için size sadece belli birkaç noktayı yazmak istiyorum. Sizlerin kitabı okuyarak iletilmek istenilen mesajı, değişim adımlarını fark edip atmasını istiyorum. Peyniriniz kapılmadan siz o peyniri değişimi destekleyerek keşfedin, bulun ve tutun.
Kitabın ara ara sayfalarında her adımda öğrendikleri mesajların derlemesi var. Bu derlemelerden birkaçı şöyle;
Kitabı okumaya başladığınız an “Değişim” gözlüğünüz ile okumanızı öneririm. Her ne kadar değişim kelimesi içimizdeki korku, stres veya endişe gibi duyguları tırtıklasa da şu an ki dönemde de yaşadığımız üzere değişim kaçınılmazdır.
Belki değişmemek, kontrolün elinde olmasını biliyor olmak iyi hissettiriyordur ama şunu da unutmamak gerekir ki değişim sürecinin zor olabileceği veya uyum sağlayamama korkusudur bizi kaygılandıran.
Kitabı okuduğumda birçok cümle ve soruyu not almıştım, bir tanesini şuraya yazıp sizi soru ile baş başa bırakıyorum;
“Bana bak Kırın, her gün aynı şeyleri yapıyorsun sonra da neden hiçbir şey düzelmiyor diye soruyorsun. Düzelse saçmalık olmaz mıydı?”
Değişimin farkına varıp değişime uyum sağlayamayanların nasıl ne şekilde olduğunu ve gerçekten değişime ayak uydurup eskiye takılmayanların nasıl olacağından bahsediyor. Kitabı okuduğunuzda hepsinin karakter özelliklerinden davrandığımızın farkına varacaksınız.
Kitaptaki peynir, elde etmeye çalıştığımız isteklerimizin simgesi labirent ise, bu isteklerimizin peşine düştüğümüz yer olarak simgelenmiş. Öyküde kahramanlar hiç beklemedikleri değişikliklerle yüz yüze geliyorlar, gerçek hayatınızda siz ve etrafınızdaki her insan gibi başlarına birçok şey geliyor. Gerçekçi olmasından dolayıdır ki kitap okuyucularına mutlaka yararlanacakları dersler veriyor; değişime kolayca uyum sağlamalarına yardımcı olmakla birlikte korkmadan adım atmanın cesaretini veriyor.
Aslında kitapla ilgili her şeyi yazmak istiyorum, ancak kısa anlatımlı ve okunması hızlı bir öykü kitabı olduğu için size sadece belli birkaç noktayı yazmak istiyorum. Sizlerin kitabı okuyarak iletilmek istenilen mesajı, değişim adımlarını fark edip atmasını istiyorum. Peyniriniz kapılmadan siz o peyniri değişimi destekleyerek keşfedin, bulun ve tutun.
Kitabın ara ara sayfalarında her adımda öğrendikleri mesajların derlemesi var. Bu derlemelerden birkaçı şöyle;
- Peynire sahip olduğunu bilmek mutluluk vericidir.
- Değişmezsen sönüp gidersin.
- Peyniri sık sık kokla ki bayatladığını anlayabilesin.
- Yeni bir yöne hareket edersen peyniri bulman kolaylaşır.
- Korkularının ötesinde hareket edersen, kendini özgür hissedersin.
Kitabı okumaya başladığınız an “Değişim” gözlüğünüz ile okumanızı öneririm. Her ne kadar değişim kelimesi içimizdeki korku, stres veya endişe gibi duyguları tırtıklasa da şu an ki dönemde de yaşadığımız üzere değişim kaçınılmazdır.
Belki değişmemek, kontrolün elinde olmasını biliyor olmak iyi hissettiriyordur ama şunu da unutmamak gerekir ki değişim sürecinin zor olabileceği veya uyum sağlayamama korkusudur bizi kaygılandıran.
Kitabı okuduğumda birçok cümle ve soruyu not almıştım, bir tanesini şuraya yazıp sizi soru ile baş başa bırakıyorum;
“Bana bak Kırın, her gün aynı şeyleri yapıyorsun sonra da neden hiçbir şey düzelmiyor diye soruyorsun. Düzelse saçmalık olmaz mıydı?”
Seda
Hiç yorum yok: