Peki Şimdi N’olacak? -2
Peki Şimdi N'olacak? - (1. Bölüm) için buraya tıklayın.
Farklı kültürleri tanımak yazmıştım. Kolombiya, Almanya, Brezilya, Rusya, Meksika, Ukrayna ve tabi ki de Malta’nın vazgeçilmezleri İtalyanlar. Malta özellikle Ruslar, İtalyanlar ve Maltalı üçlüsünden oluşuyor. Türkler gibiler her biri her yerde. Hal böyle olunca da herkesten bir şeyler duyuyorsun dinliyorsun. Ülkelere özel mimikler ve el hareketlerini, sevgililer günü var olan ve olmayan yerleri hatta farklı günlerde farklı şekilde kutlamaları öğreniyorsun. Örneğin; Rusya’da Türkiye dizilerinden Muhteşem Yüzyıl’ı izlemeyi çok seviyorlarmış çok ihtişamlı diye. Bir diğeri Türkiye’de kadınların akşam tek başına dolaşmasının yasak olduğunu zannediyormuş. Bu konuda 8 Mart zamanı açıldı. Bu konudan konuşurken Instagram’da bir afiş gördüm ve çevirip anlatmaya başladım (maalesef şu an o afişi bulmam çok zor, hatırlamıyorum da) ve bana bunu söyleyip şöyle soru yöneltti; “eşin seni nasıl tek başına bıraktı, nasıl gelebildin?” Çünkü ona göre bu izinli ve onay alınması gereken bir durumdu.
Hayatımda bu deneyimi yaşadığım için çok mutluyum. Kaldığım aparttan dışarı bakıyorum deniz, sağım solum tasarımsal dış cepheli evler. Renkliler, sakin Malta halkı. Bir yere yetişme derdim yok, her yere yürüyerek gidebiliyorsun. Kısa süreli de olsa sakin kalabilmek, bir iş yetiştirme, bir yere yetiştirmeme kafası harika kafa! Pazar günü öğlenden sonra her yer tatil bu durum bana ekstra dinlenmemi, yaşam mutluluğumu hatırlatıyor. Yaya geçidine adım attığın an arabalar duruyor ve arkada bekleyen arabanın bir kere dahi kornaya bastığını duymadım. Bunu burada hiç duymadım desem? Çünkü birbirlerine, yayaya inanılmaz saygılılar. Aşırı trafik lambası yok insanlar birbirlerini bekliyorlar, mahalleler de çöp kovası yok mesela. Çöpleri ayrıştırıyorlar ve çöplerin gün ve saatleri var, o zaman gelince kapının önüne güzelce bırakıyorsun ve görevliler alıyorlar. Malta’da bana en en ilginç şu geldi, 2-3 tane kedi ya var ya yok, hep köpek var ve bunlar sahipli köpekler. Akşamları küçük turlarda görüyordum.
Sonraaaaa gel zaman git zaman derken virüs Malta’ya da sıçradı. Hemen önlemler alınmaya başlandı. Vaka sayısı az, ölü sayısı yoktu ama okulları tatil ettiler bu durumda dil okulları da 1 hafta ara verdi ama belirsiz bir 1 haftaydı. O arada panikle çoğu insan ülkesine dönüş yaptı, diğer bir kısım da bir umut ikinci hafta kursa gitmeyi bekledik ama tabii iş öyle olmadı. Tatilin üçüncü günü 17 Nisan’a kadar tatil edildiği bilgisi paylaşıldı ve gidiş gelişler kapatılacağı için de ülkemize güzelce dönmemiz bilgisi paylaşıldı. Kalanlar kaldı, dönmek isteyen herkes dönüş yaptı. Süreç ne gösterecek bilemiyoruz, kalan eğitim hakkımız saklı ama ne zaman, nasıl olacak fikrimiz yok. Şimdilik belirli günlerde canlı yayın ile konular anlatıyorlar kitabı işliyoruz. Bir yanımız virüs diğer bir yanımızı da bahar bahçe yapmaya çalışıyoruz.
Şimdiler de her birimiz gibi ben de evdeyim, kendi karantinamdayım. #14gün ile evde kalmanın tadını çıkarıyorum. Ardından ohhh hadi dışarı çıkıp dolaşayım diye bir durum söz konusu değil sakin olalım. Bu benim yurtdışından gelmiş olmamdan kaynaklı önlem olarak 14 günüm ama sonra tabi ki de hala aktif olarak virüs var dışarıda ve ben hala onu taşıyabilirim. Gerekli önlemler ile kontrollü, ihtiyaçlar dahilinde dışarı çıkıp geleceğiz.
Durumlar böyle sevgili dostlar. 1,5 ay öyle böyle geçti. Çok eğlendim çok öğrendim. Şimdi bloğa akın etme zamanı! Koçluk seansları zamanı! İK yapma zamanı!
Sevgiyle kalın #evdekal ın; çünkü evde hayat var! Çok yorulmamış mıydınız? Sakin kalın, mutlulukla ve hayalle de kalın!
Farklı kültürleri tanımak yazmıştım. Kolombiya, Almanya, Brezilya, Rusya, Meksika, Ukrayna ve tabi ki de Malta’nın vazgeçilmezleri İtalyanlar. Malta özellikle Ruslar, İtalyanlar ve Maltalı üçlüsünden oluşuyor. Türkler gibiler her biri her yerde. Hal böyle olunca da herkesten bir şeyler duyuyorsun dinliyorsun. Ülkelere özel mimikler ve el hareketlerini, sevgililer günü var olan ve olmayan yerleri hatta farklı günlerde farklı şekilde kutlamaları öğreniyorsun. Örneğin; Rusya’da Türkiye dizilerinden Muhteşem Yüzyıl’ı izlemeyi çok seviyorlarmış çok ihtişamlı diye. Bir diğeri Türkiye’de kadınların akşam tek başına dolaşmasının yasak olduğunu zannediyormuş. Bu konuda 8 Mart zamanı açıldı. Bu konudan konuşurken Instagram’da bir afiş gördüm ve çevirip anlatmaya başladım (maalesef şu an o afişi bulmam çok zor, hatırlamıyorum da) ve bana bunu söyleyip şöyle soru yöneltti; “eşin seni nasıl tek başına bıraktı, nasıl gelebildin?” Çünkü ona göre bu izinli ve onay alınması gereken bir durumdu.
Hayatımda bu deneyimi yaşadığım için çok mutluyum. Kaldığım aparttan dışarı bakıyorum deniz, sağım solum tasarımsal dış cepheli evler. Renkliler, sakin Malta halkı. Bir yere yetişme derdim yok, her yere yürüyerek gidebiliyorsun. Kısa süreli de olsa sakin kalabilmek, bir iş yetiştirme, bir yere yetiştirmeme kafası harika kafa! Pazar günü öğlenden sonra her yer tatil bu durum bana ekstra dinlenmemi, yaşam mutluluğumu hatırlatıyor. Yaya geçidine adım attığın an arabalar duruyor ve arkada bekleyen arabanın bir kere dahi kornaya bastığını duymadım. Bunu burada hiç duymadım desem? Çünkü birbirlerine, yayaya inanılmaz saygılılar. Aşırı trafik lambası yok insanlar birbirlerini bekliyorlar, mahalleler de çöp kovası yok mesela. Çöpleri ayrıştırıyorlar ve çöplerin gün ve saatleri var, o zaman gelince kapının önüne güzelce bırakıyorsun ve görevliler alıyorlar. Malta’da bana en en ilginç şu geldi, 2-3 tane kedi ya var ya yok, hep köpek var ve bunlar sahipli köpekler. Akşamları küçük turlarda görüyordum.
Sonraaaaa gel zaman git zaman derken virüs Malta’ya da sıçradı. Hemen önlemler alınmaya başlandı. Vaka sayısı az, ölü sayısı yoktu ama okulları tatil ettiler bu durumda dil okulları da 1 hafta ara verdi ama belirsiz bir 1 haftaydı. O arada panikle çoğu insan ülkesine dönüş yaptı, diğer bir kısım da bir umut ikinci hafta kursa gitmeyi bekledik ama tabii iş öyle olmadı. Tatilin üçüncü günü 17 Nisan’a kadar tatil edildiği bilgisi paylaşıldı ve gidiş gelişler kapatılacağı için de ülkemize güzelce dönmemiz bilgisi paylaşıldı. Kalanlar kaldı, dönmek isteyen herkes dönüş yaptı. Süreç ne gösterecek bilemiyoruz, kalan eğitim hakkımız saklı ama ne zaman, nasıl olacak fikrimiz yok. Şimdilik belirli günlerde canlı yayın ile konular anlatıyorlar kitabı işliyoruz. Bir yanımız virüs diğer bir yanımızı da bahar bahçe yapmaya çalışıyoruz.
Şimdiler de her birimiz gibi ben de evdeyim, kendi karantinamdayım. #14gün ile evde kalmanın tadını çıkarıyorum. Ardından ohhh hadi dışarı çıkıp dolaşayım diye bir durum söz konusu değil sakin olalım. Bu benim yurtdışından gelmiş olmamdan kaynaklı önlem olarak 14 günüm ama sonra tabi ki de hala aktif olarak virüs var dışarıda ve ben hala onu taşıyabilirim. Gerekli önlemler ile kontrollü, ihtiyaçlar dahilinde dışarı çıkıp geleceğiz.
Durumlar böyle sevgili dostlar. 1,5 ay öyle böyle geçti. Çok eğlendim çok öğrendim. Şimdi bloğa akın etme zamanı! Koçluk seansları zamanı! İK yapma zamanı!
Sevgiyle kalın #evdekal ın; çünkü evde hayat var! Çok yorulmamış mıydınız? Sakin kalın, mutlulukla ve hayalle de kalın!
Seda
Hiç yorum yok: