İş Hayatı Her Zaman Toz Pembe Değildir!

Yazıma daha önce okumuş olduğum "Terapi Defteri" kitabından bir söz ile  başlamak istiyorum.

"Hayatınızı, istemediğiniz şeylerden kaçarak geçirmeyi de  seçebilirsiniz, istediğiniz şeylerin arkasından giderek de. Seçim sizin."

Evet seçim sizin. Bu durum çocukluğumuzdan başlayıp iş hayatına  kadar devam eden bir süreçtir. Küçükken kıyafetinizi de oynayacak  oyunları da siz seçerdiniz. Belki ilkokulu değil ama sonrasında devam  eden okulları seçme şansınız da oldu. Peki okuduğunuz bölüm? Ehh o  biraz derin.

Seçtiğiniz veya seçmediğiniz bölümü okudunuz sonra? Sonra mezuniyet ve iş arama süreci. Kendinizi üniversite süresi içinde geliştirmiş bir beyaz yakalısınız ve şansınız yaver de gitti mezun oldunuz ve üç gün sonra iş buldunuz, sizden şanslısı yok, aman aman nazar değmesin. Tabi ki de iş bulma hızınıza diyeceğim yok, bahsedeceğim konu da o değil zaten.

İş buldunuz ve kapitalizmin bir çarkına dahil oldunuz. Sabah heyecanlısınız çünkü yıllarca merak ettiğiniz belki de birtakım yakalı arkadaşlarınızın fotoğraflarını görüp sürekli onların iş hayatına özendiniz; ama başlıkta da yazdığım gibi iş hayatı her zaman toz pembe değildir. Size bunları nerede, nasıl öğreteceğiz bilmiyorum savaşçı arkadaşlarım :) Neyse fıtıfıtı gittiniz işyerine. Ohh, güzel bir karşılama -yani belki- ve sonrasında iş süreçlerini öğrenme, şirket defterine notlar alınır ve ilgili görünmek için arada bir de soru sorman lazım tabi, çünkü sen seçildin, boşuna değildi. Öyle ya da böyle bir ay geçti ve bir aylık çalışmanın ödülünü alacağın gün geldi çattı ‘’ maaş günü’’.  Bir mesaj geldi ‘’hesabınıza para geldi ’’. Açıyorsunuz ve beklediğiniz ücretten az. Tabi hemen otomatik beyin hesaplamaya başlıyor. Ama ne yaparsanız yapın bir aylık bir çalışma sonunda o kadar ücret alamayacağınız kesin. Yine de güzel düşünüyorsunuz ’’. Olabilir, belki gün hesabımda hata oldu ya da  sistem bir hata yaptı ve fark etmediler. Konuşursam düzelecektir’’. Konu ile ilgili birime doğru yol alıyorsunuz. Henüz yeni çalışan biri olduğunuz için biraz çekimser halde konuyu açıyorsunuz ve karşı tarafın ağzından dökülen cümleler şu şekilde ‘’Deneme süresindesin, aslında ücret vermiyoruz ama senin çalışmanı beğendiğimiz için şu kadar TL yi hesabına aktardık. Deneme süren bitince anlaştığın ücretten devam edeceksin.’’  Nasıl yani? Deneme süresinde ücret yok? Çalışmamdan memnunlar, acımışlar ve şu kadar TL yi aktarmışlar. Allah’ım şans bu olsa gerek çok şanslıyım. Pes etmek yok Rocky, bu durumu yöneticin ile de paylaşacaktın, o bu duruma müdahale edebilirdi, etmeliydi de. Sonuç müdahale edemedi, çünkü zaten biliyordu ve bu duruma yapacak bir şey yoktu.

İşsizlik korkusuyla kabullendi bu süreci ve iki ayı da bekledi. İyi bir firma ve hemen iş bulmasının kendisi için artı olacağını düşünüp o firmada devam etti. İki ayın sonunda anlaştığı ücreti aldığını tahmin ediyorum. Tahmin ediyorum çünkü bu bilgiden sonra kişiden haber alamadım :)

Fütürist aklımız bu zorluklar karşısında bizi hep ileride daha iyi yerlerde hayal ettirdiği için bu tip süreçlere dahil olabiliyoruz ve ne yazık ki ‘’ işsizlik korkusu’’ çoğumuzun cesaret adımını kırıyor. Kırmasın diyemem çünkü herkesin hayat koşulları farklı ve kiminin şu şu kadarcık ücrete dahi gereksinimi olduğu için bu durumu idare etmek durumunda. Ama siz yine de hakkınızı arayın, en azından bunun cesaret adımını atın.

Size görüşme esnasında verilmemiş bir bilgiyi bir ay sonra öğrendiğinizde hemen omuz ve başınızı aşağı indirip masanıza geçmeyin. Öncelikle bunu sorgulayın, hukuksal olarak da araştırın. Artık her bilgiye kolay ulaşılırken ‘’ aman ya iki ay ne de olsa’’ demeyin.

Yazımızın esas konusuna gelecek olursak; Deneme süresinde her ne kadar işverenler ücret ödememe, asgari ücret altında bir ücret ödeme veya deneme süresi sonunda ödeme yapılacağını söylese dahi bu durum geçerli değildir. İşveren her çalışanı gibi deneme süresinde olan çalışanına da zamanında anlaştığı ücreti ödemelidir. Bu durumun kanunda dahi yeri yoktur.

Sevgiler,
Seda

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.