Şu “Feedback” Dedikleri

Günlük hayatımızda dillere pelesenk olmuş iş terimidir geri bildirim (ing: feedback). Her çalışanın zaman zaman veya belirli dönemlerde bağlı olduğu uzmanından, yöneticisinden veya müdüründen geri bildirim alması gerekir ki gerektiğine inananlardanım. Bu süreçte kişi açısından yaptığı işteki zamanını ne kadar etkin kullandığının ve üstlendiği işte belirlenen süre içerisinde ne kadar gelişim sağladığının bilmesi açısından önemlidir. Geri bildirim hataların düzeltimi ve öğrenmenin etkili yöntemlerinden biridir, tabii doğru uygulandığı sürece.

Kelime anlamı olarak geri besleme ya da geri bildirim bir sürecin basamaklarındaki bir değişimin önceki bir basamağa etki etmesi ve neden-sonuç ilişkisi içerisinde bir döngü oluşturması olayına denir. Aslında yapıcı ifadeler ile kişiye dokunmaktır. (Vikipedi)

Kelime anlamına baktığımızda her ne kadar kolay bir şey gibi görünse de işin özünde bir kişiye geri bildirim vermek ne yazık ki o kadar da kolay olmuyor. Çünkü karşımızdaki kişi ile o sürece adım attığınızda duruşunuzdan, ses tonunuza ve ifade edeceğiniz her cümleye dikkat etmeniz gerekebiliyor. Neden mi? Çünkü çalışan verilen geri bildirimin kesinlikle gerçeği yansıtmadığını ve kendisinin her zaman çok iyi olduğunu yöneticisinin veya müdürünün yanlış açıdan baktığını düşünür, sizin söylediğiniz her cümleyi de başka anlamlara götüreceği gibi kabul de etmeyecektir.  İş hayatında genel olarak kişilerin açığını yakalayarak onları rencide etmekten kaçınan, onları kırmadan bir şeyler yapmaya çalışan kişiler olamıyoruz, olmaya çalışsak da bazen aksaklıklar yaşayabiliyoruz. Ki bunun temeli yetiştirilme tarzımızla alakalıdır. Çocukluktan yetişkin bir birey olana kadar toplum tarafından hep karşı tarafı incitmeme üzerine yetiştiriliriz. Karşı tarafa söyleyeceklerimiz var ise ‘’şimdi bu şekilde söylesem kırılacak, nasıl söylesem, en iyisi üstü kapalı bahsedelim ya da hiç kötü bir şey söylemeyelim’’ şeklinde düşüncelerimizden dolayı bu süreç hep sancılı olmuştur.

Geri bildirim vereceğiniz kişi ile iletişime geçtiğinizde aslında kişinin duruşunu aynalayarak (koçluk çalışmalarında da kullanıyoruz), ses tonunuzu da onun konuştuğu tonda ayarlayıp geri bildirim sürecine başladığınız da evet artı bir puan aldınız, güzel başladınız. Peki sonrası? Sonrasında başlıyorsunuz; "Senin bu iş için ne kadar emek sarfettiğinin ve dikkatli olduğunun farkındayım "AMA" son zamanlarda yaptığın hatalar ile müşteriye karşı olan itibarımızı zedeledin." cümlesi ile kişiye ifade de bulundunuz. Peki sizce bildirim verdiğiniz kişi cümlenin hepsini mi, amadan öncesini mi sonrasını mı hatırlıyor? Tabii ki de amadan öncesi kişi de silindi gitti amadan sonrasına odaklandı ve o andan sonra ne dediyseniz emin olun ki duymayacaktır. Çünkü güzel başladığınız geri bildirim cümlesinin ortasına ‘’ama’’ yı ekleyerek ifadenize ket vurdunuz. Tabii bu da süslü cümlelerle ne demek istediğinizi atlayın demek değildir. Kişiye iletmek istediğiniz mesajı net bir şekilde ifade etmeniz süreci sağlıklı kılacaktır.

Olumsuzluklarla devam edip sonlandırılan geri bildirim süreçleri ne yazık ki sağlıklı olmuyor. Kişide bıraktığınız etki stres, gerginlik ve cevapsız sorulardan ileri gidemiyor. Bu nedenle günlük hayatımız her anında ailemiz, arkadaşlarımız ile ilişkilerimizde aslında geri bildirim cümlelerine çalışmalıyız.

Peki yukarıda belirtmiş olduğum cümleyi daha yapıcı nasıl ifade edebilirdik bakalım; "Üzerinde çalıştığımız projenin bizler için ne kadar önemli olduğunun farkında olduğunu görüyorum ve bu süreçte daha detaylı düşünüp, tüm olasılıkları gözden geçirmemiz bizler için iyi olacaktır. Hatta süreç boyunca notlarımızı birbirimiz ile paylaşmamızın yararı olacağını düşünüyorum." şeklinde ifade ettiğiniz de bildirim verdiğiniz kişi kendisinin iyi olma isteğinden ötürü destekte bulunduğunuz için mutlu olarak ayrılacaktır ve kendisinin biraz daha farkına varacaktır.

Geri bildirim demek sadece gelişime açık yönlerini tek tek sıralamak değildir. Önemli olan daha yapıcı bir dille neyi iyi yaptığını ve neyi daha iyi yapabileceğini konuşmaktır.

Acar Baltaş’ın Türk Kültüründe Yönetmek kitabında başkalarından alınan geri bildirimin, beceri gerektiren işlerde kendini geliştirmek açısından önem taşıdığından bahsediyor ve geri bildirim yoluyla 3 mesajın verildiğine değiniyor;

  • Yapmakta olduğun…… işleri yapmaya devam et.
  • Seni verimli olmaktan alıkoyan ….. işleri yapmaktan vazgeç.
  • Performansını yükseltmek için……. davranışları sergilemeye başla.

Kişinin güçlü yönleri ile farkındalığını gün yüzüne çıkarttığınız taktirde başarısında ne kadar etkili olduğunu ve iş doyumunu gösterecektir. Hatta bu aidiyet duygusunu da artıracağı gibi iş devrini de azaltacaktır. Çünkü siz çalışana güven verdiniz, önemsediğinizi hissettirdiniz.

Tabii bu da şu demek olmuyor; geri bildirim sürecindeki cümlelerimizi iyileştirdik, süreç hıphızlı olsun demek değildir, sürece hızlı etki edebilecek bir süreç de değildir. Geri bildirim sürecinin etkisini kazanmak ve alışkanlığa dönüşmesi için çalışmayı aileniz ve iş arkadaşlarınız ile çalışarak ilk adımı atabilirsiniz. Hattaaaa Koçluğun vermiş olduğu yetkiye dayanarak aklıma gelen güzel bir soru cümlesini de hemen şuraya iliştirmek isterim, geri bildirim cümlelerinizi ifade ettikten sonra karşı tarafa şunu sormak kulağa nasıl geliyor; "Ne hissettin?"

Denemelerinizi sizlerden duymayı çok isterim. İletişime geçerek deneyimlerinizi benimle paylaşır mısınız? 😊

Seda

1 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.